6UGaX33. Tarafından yazılmıştır Betül Müjde Phi fenomen, Max Wertheimer tarafından bulunmuştur ve gestalt kuramına ait bir terimdir. Gerçekte hiçbir hareket olmamasına rağmen, bizlere sanki gerçekmiş hissi veren bir hareket algısıdır. Neon ışıklı reklam panoları phi fenomenin en iyi örneklerinden biridir. Bu panolarda yazıları hareket ediyormuş gibi görürüz ancak burada hareket yoktur sadece ışıkların yanıp-sönme hızı bize bu şekilde hissettirir.
Önce içinizden "İnşallah yalanlanır" diye bir duygu ve doğru çıkarsa bu defa o habere bu psikolojiden kurtulmak için çok çaba harcadığımız halde, bazen bir haber kaynayıp Belediyesi’ndeki dayak olayı, bunun en çarpıcı örneklerinden kadar Keçiören Belediyesi’nin çok iyi işler yaptığını duyuyordum. O yüzden bu olay benim için şok bu haber, yazı işlerindeki psikoloji yüzünden gürültüye ben olmak üzere kolektif ayıbımız.* * *Başkentin bir ilçesinde, yani Başbakanlığın, İçişleri Bakanlığı’nın, Adalet Bakanlığı’nın 5-10 kilometre ötesinde, eli sopalı zabıta, bir dükkána sahibini dakikalarca yüzünü gözünü darmadağın baktığınızda gördüğünüz şahıslar, belediye zabıtasından çok bir mafya çetesinin görüntüler herkesin gözü önündeyken, belediye başkanı çıkıp, "Memurlar o çivili sopayı dükkán sahibinin elinden almış" diyecek kadar, insanla alay edercesine ifadesine yediği halttan utanmak yerine sanki gurur duyuyormuş havada yani devletin başkenti mafyanın sindirdiği bir yazarlar diye herkes önüne bakıyor. Kimse "bulaşmak" onları ilgilendiren bir mesele yokmuş gibi herkes kendi "Bana dokunmayan yılan" atasözü çınlıyor.* * *Bizlerin atladığı habere soğuması, o haberi görmezlikten gelmesi elbette büyük bir mesleki de bir bahane ama devletin bu meydan dayağını atlama, görmezden gelme hakkı var mı?Amerikan Büyükelçiliği, yüzü gözü patlatılmış adamdan rahatsız olup harekete geçiyor, ama İçişleri Bakanlığı’nda rahatsız olan kimse bu sessizlik niye?Yüzü gözü dağıtılan adam, ruhsatlı dükkánında içki sattığı için mi?Yoksa işin ucu partiye uzandığı için mi?Öyle ya, kimin adamları dövüyor?"Evet, ilçemde benden önceki başkan zamanında içkili restoran vardı. Şimdi yok" diyerek övünen belediye başkanının başkan hangi partiden?İktidar meydan dayağını atanlar "bizim çocuklar".O zaman gelin biz de işin ucunu biraz daha yukarı olay nerede meydana geliyor?Avrupa Birliği’ne tam üyelik için atağa kalkmaya hazırlanan Türkiye’nin zincirleme reaksiyon, ne demokrasi atağı değil mi?..Bu olay da gösterdi ki, demokratikleşmeyi türban ve Ergenekon davasından ibaret sayan bir zihniyetle bırakın Avrupa Birliği’ne girmeyi, Keçiören’e bile eli sopalı içki ve ahlak muhafızları, pasaportunuzu elinin tersiyle adrese teslim ihaleydiBİRAZ hafızanızı yoklayıp neler yazmışlardı, ne manşetler atmışlardı Toto yönetimi, İddaa ihalesinin şartlarını değiştirip daha çok firmanın katılımını sağladığında ne demişlerdi?"Adres belli. İddaa ihalesi Doğan Grubu’na verilecek."Kapalı zarf usulüyle yapılacak bir ihalenin nasıl birine verileceğini sorduğumuzda, bilgiç bir edayla, "Biz biliyoruz. Doğan Grubu’na verilecek" diyecek kadar zarflar Çukurova ve Yunanlı nerede o kehanet?Sonuç yüzde 11 pay alma teklifi Grubu yüzde ilk zarfta devletin 5 puan kárı ihale devam yüzde kadar Grubu ihaleyi kazandı? Devlet ve spor de öyle az buz değil. 10 yılda 2-3 milyar Telekom ihalesinin yarısı kadar ben o haberleri yapanlara, o manşetleri atanlara kimin sözcüsüydünüz ve ihaleye başka şirketlerin de katılmasına neden mani olmaya kalktınız?Yoksa ihaleye tek şirket girebilseydi sizin payınıza düşecek bir mano da mı vardı?Bu cevabı bize değil, ihalesiz verilen İddaa yüzünden 4 yıldır komik paralarla yetinmek zorunda kalan devlete ve spor kulüplerine verin.
Dışarıda herkes bana bakıyor..? Engelli bir trans kadınım. Otizm benzeri bir hastalığım var. Ne zaman toplum içine çıksam herkes bana bakıyor. Sebebini anlamakta zorluk çekiyorum. Kabustan farksız. Kendi durumumdaki insanlar bile bana hayret ediyor, sanırım onlara da çok farklı görünüyorum. Neden herkes bana bakıyor sizce? Kız, erkek, çocuk ve yaşlı demeden herkes bakıyor, benden ne istiyor insanlar? Evet benden ne istiyorsunuz? Söylemeye çalıştığınız birşey mi var? Dilerim bu bir kabustur. bu insanların çoğu görgüsüz, kültürsüz, okumamış, cahil, hayata at gözlüğü ile bakan, herkesin kendisi gibi olmasını isteyen insanlar. bence kafana çok takma. benim de cilt rahatsızlığım var. eskiden kafama çok takıyordum. insanlarla tokalaşmak bile istemiyordum ama artık takmıyorum. klişe olacak ama bu ülkede bazı şeyleri görmezden, bilmezden, duymazdan gelip kendi hayatını yaşamaya bakmalısın. unutma bu hayatta en değerli şey sensin. gerisinin ne düşündüğü, nasıl baktığının hiç bir önemi yok. eğer çok problem ediyorsan uzman birisinden psikolojik destek almayı denemelisin. O kadar iyi dediniz ki. Aynen öyle, herkesin kendisi gibi olmasını isteyen kişilerdir bunlar. Örnek vereyim; Hayatını kahvede geçirmiş, düşünmeyen, üretmeyen, sorgulamayan, gidiyor da bir B partisinin C partisinin başındaki kişiye yumruk atıyor. Sen onun seviyesine gel de önce!.. evet yaşadığım tecrübe böyle özetlenebilir. Siz kimsiniz arkadaşım sokakta yolda yürüyen tanımadığınız insana sırf trans diye travesti diye rahatsızlık veriyorsunuz! Nasa'ya şikayet edecekler neredeyse, 'uzaylı gördüm' diye. cahiller o nedenle bakıyorlar...bildikleri kadarıyla oluşmuş bir bakış acıları var ...onlara qore kendileri dışında ki herkes kötü bi onlar iyi ...çünkü cahil bakışi bu ...üzülme sakin sen ...nasıl hissediyorsan öyle yasa ...anlatamazsin onlara qenetik konusunu mümkün deqil bu ... Ukican var ponçik ...çok minik yaşı ama karşı çıkmaz böyle durumlara...kendini o yaşta qelistirmis yanı...çok modeerreennn bi küçük bey ...🤣🤣🤣fakat mejnun kac yaşında anormal bakıyor bu tip qenetik durumlara sanki ormandan cıkmış yanı hic bilmiyor sanki qenetik nedir diye ..🤣🤣🤣 mejjnun hic mi biyoloji okumadın mejjnun...🤣🤣🤣 hanimefendi hep bu mejnun ve mejnun qibiler baskı yapıyor toplumda insanı piton yılanı qibi kıvrıla kıvrıla boquyorlar ...bakışıyla boquyorlar özeline qirerek boquyorlar neye inandiqini sorqulayarak boquyorlar ...napıcaz bilemiyoruz hanimefendi inanin boqulduk baskilardan...ben de ezilen aydın halkin sesi olaraktan duyqularimi dile qetirmek istedim... acaba toplum ne istiyor tam olarak...qaylar translar bisexueller falan qitsin...farklı inanca sahip olanlar qitsin...siradisi olan insanlar qitsin...ne olacak böyle anlamıyoruz hanimefendi inanin ki...bu neyin baskısı toplum ne hakla böyle bir baskıyı yapıyor insanlara...neden her neyse insanlari boqmak nedir yaa bu şekilde ...sizi bakislariyla boquyorlar mesela ...inanılmaz bisi bu aklım almıyor yanı...hanqi caqda yaşıyoruz insanlar neyin baskisini yapıyor anlamak da zorlanıyoruz yanı...inanın maqara dönemi insanlari bizden özqür yaşıyordu... bunlar ne kadar qorqusuz insanlar böyle....boqmak nedir yaa insanları bu şekilde ... Ne diyeyim, bilmiyorum ki tek bildiğim şey üzülmeye değmez. Her zaman derim eğitim şart. kesinlikle eqitilmeliler...başkalarının seçimine müdahale edip boqamaz kimse...hanımefendi qenetik nedeniyle bu şekilde hissediyor...onun sucu deqil bu ...hanimefendiyi rica ediyorum boqmasinlar bakislariyla falan baskı yapmasinlar yanı...rahat bıraksın toplum insanları artık....hanımefendi nefes alamıyor yanı insanlar yuzunden ben çok üzüldüm qercekten...biraz vijdanli olsunlar lutfen ...hanimefendi ne kadar bunalmış artık benden ne istiyorsunuz diyor ne demeye çalışıyorsunuz diyor ...beni nasa ya şikayet edicekler nerdeyse uzaylı qörmüş qibi diyor ....😿 Bu düşüncede olanlar tek tek toplanıp, böyle bir durumda daha hassas olunması gerektiğini anlatılmalı Eğitim almamış kişiler anca böyle bakar, sanki kendi öyle olmasını istedi ne kadar sığ bir düşünce ben çok üzüldüm...bir insanın qenetik nedeniyle hissettiqi durumdan dolayı bu kadar mı baskı yapar toplum yaa..😿😿vicdanlı olmak qerek yaa birazcık...😿😿bu kadar insanlarin üzerine qidilmez yaaa...😿😿onun sucu deil bu qenetik durum ...onların cahilliqi vijdansizliqi yuzunden hanımefendinin cektiklerine bakın bii....nasi bi toplumdayiz anlamiyorum yani...aklim almiyor ... toplum sadece bu konuda deqil...mesela din ve siyaset konusunda da baskı yapmamalı...onlar için nasıl hassassa bizim için de hassas bir konu ...ama baskı kurulan biz oluyoruz yanı.. artık toplum oqrensin bisileri...ozqurluk alanına qirmesinler insanların piton yılanı qibi ...rahat bıraksınlar insanları lütfen ...herkesin inanci yaşamı tercihi kendine ...kimse kimseden hic bir şey için hesap soramaz yanı ...yok böyle bi saçmalık yanı ...hanqi caqdayiz tanrı aşkına...millet hesap soruyor bizden sen niye fizik kurallarina qore dusunuyorsun diye ...var mı böyle bi saçmalık yaaa..herkes kendine baksın yanı özetle...piton yılanı qibi boqmasinlar insanları... hanimefendiyi ne hale qetirmisler yanı olacak iş deqil yaa...sokakta yürüyemiyorum insanlar yuzunden diyor...olaya bak yaa ... ayni baskıyı herhanqi sebeple de yapmasinlar insanlar artık ...qirmesinler insanların yaşamına mudahele etmesinler baskı yapmasinlar karismasinlar...ozetle herkes kendisine baksın yanı... Boşver sen onları önemli olan senin mutlu olmandır Engelliliğine bakmıyorlardır belki translığına bakıyorlardır giyim kuşam makyaj davranış gibi şeylerle bariz belli translar ilginçdeğişik gelir genelde bakanlar olur baksana kendi durumundakiler bile bakıyormuş sende ilgi çeken şey ne acaba senin daha iyi bilmen lazım. Sadece bakmıyorlar. Duymadığımızı da düşünüp konuşuyorlar. Bu insanlar heryerde var. Sadece sana bana değil her şeye karşı tavırları böyle. Ben görmezden ve duymazdan geliyorum artık. Bi arkadaşım sp li. Bi kadın yaramazlık yapan çocuğuna onu gösterip beni üzersen böyle olursun demiş. Sonra bu çocuklardan insanlara karşı duyarlı olmalarını bekliyoruz. Bunlar eğitim engelli insanlar. sadece trans bireylere değil, engellilere de bu toplumun bakışı böyledir. yanınızdan geçerler ''cık cık cık yaaa, yazık ya şuna bahh, tövbe estağfurullah, yarabbim sen koru bizi, şükür edelim halimize, bak neler var'' ve daha niceleri... gelişmemiş toplumlarda, kendinden olmayanı kendine benzetme durumları sıkça görülür. bunun neden ve sonuçlarını uzun uzun açıklayamam zira ucu farklı yerlere dayanıyor. ancak bir de madalyonun öteki yüzü var; ya engelli olmasaydınız? bakış açınız onlardan farklı olacak mıydı yoksa engelli olduğunuz için mi böyle düşünüyorsunuz? sorun, engelli olmak ya da olmamakta değil, kültürün sizlere dayattığı doğru-yanlış parametrelerine körü körüne bağlanmamak. sorun, düşüncelerin engelli olmasında sadece. rumuzunu da eylül cansın'dan aldığını düşünüyorum. benim de çok üzüldüğüm hatta kahrolup gözyaşlarımı tutamadığım bir sondu. eylül gibi hüzünle bitmişti... "Herkes bana bakıyor ama ben onlara bakmıyorum" ayy ben şunu anlamiyorum...niye millet kendine bakmıyor...biz millete hesap mi vericez acaba ...çok komik qercekten...kimse kimsenin yaşam alanına özgürlüklerine müdahale edemez ki ama ...walla aklım almıyor yanı... Hayatınızı cesurca kabullenin, başarıya dönüştüğünü göreceksiniz.
Havanın farklı hallerinden etkilenir misiniz? Bence kimse bu soruya hayır diyemeyecektir. Örneğin hava bulutlu olduğunda ya da bütün vücudunuzu titretecek kadar soğuk olduğunda içinize bir karamsarlık çökmüyor mu? Ya da bir sabah uyandınız; ışıl ışıl bir gökyüzünde güneş doğmuş, muhteşem bir bahar havası var rüzgar tatlı tatlı esiyor, pencerenizi açtınız ve sanki bütün havayı ciğerlerinize çekip orada tutmak istercesine derin bir soluk aldınız. Bu sizi rahatlatmaz mı? O gün işlerinizin iyi gidebileceğine dair içinize bir umut aşılamaz mı? Birçok insan hava kapalı bulutlu olduğunda kendini kötü hissettiğini, hava açık ve güneşli olduğunda ise kendini daha iyi hissettiğini söylemiştir. Fakat uzmanlar bunun havayla ilgili olmadığını söylüyor. ABD’ de bununla ilgili bir araştırma yapılmış ve aslında genel geçer bilgilerden ziyade ruh halimizi en çok gün ışığının etkilediği kanıtlanmıştır. Hava bulutlu, yağmurlu olabilir veya sizi bayacak derecede sıcak olabilir ancak bunlar çok etkili değil, daha çok gün ışığı alıp alamamanıza bağlı. Eğer yeteri kadar gün ışığı alabilirseniz o gün ruh haliniz olumlu bir şekilde ilerleyecek ve sizde işlerinize kaldığınız yerden devam edeceksiniz, yeteri kadar gün ışığı almadığınızda ise bütün gün farkında olmadan karamsar bir şekilde ortalıkta dolaşacağınız ve de yediğiniz yemekten bile keyif alamadığınız bir gün sizi bekliyor olacaktır. Kışın günler kısa deriz. Çünkü güneş geç doğar erken batar bu da ortalama gündüz süresini kısaltır ve kişinin yeteri kadar gün ışığı alamamasına sebebiyet verir bundan dolayı kışın ruhsal bunalımlar daha fazla olur. Çok fazla içeride kalmanın verdiği stres aynı zamanda beynin yemek yeme fonksiyonlarını da etkilediği için kişi daha fazla yemek yer, kalorisi yüksek şeyleri tercih eder veya daha az yiyerek ciddi kilo problemlerine neden olur. Kış aylarında kişide yorgun olma hali, eklem ağrıları, baş ağrıları uyku problemleri ortaya daha çok çıkabilir. Kadınlarda da regl dönemlerinin daha zorlu geçmesine sebebiyet verir. Çünkü zaten hassas olunan bir dönemde yeteri kadar gün ışığının alınamaması aynı zamanda içeride kalmanın verdiği bunaltıcı ruh hali ve yoğun çalışma temposu bu dönemde kadınların daha çok zorlanmasına neden olur. Ayrıca uzmanlar kış ve sonbahar aylarında azalan güneş ışığına bağlı olarak mevsimsel duygu durum bozukluğu olarak bilinen kış depresyonunun cinsel istekleri de etkilediğini vurgulamaktadır. Bu yüzden uzmanların önerisi soğuk kış günlerinde ya da yağmurlu ve kapalı havaların hakim olduğu sonbahar mevsimlerinde gördüğünüz güneşe hemen sarılmanız yönünde. Çünkü araştırmalar güneş ışığının insan vücudundaki serotoninin artmasında etkili olduğunun altını çiziyor. Serotoninin ne demek olduğunu kısaca açıklayalım. Serotonin, ruh halini etkileyen önemli bir nörotransmitterdir, mutluluk hormonu olarak da adlandırılabilir. Eğer serotonin yeterli miktarda salgılanırsa kişinin ruh halini olumlu yönde etkiler; daha sağlıklı bir uyku, zinde bir zihin, daha derli toplu bir dikkatin olmasına katkı sağlar. Bu hormonun eksikliğinde ise sürekli bir yorgunluk hali, karamsar düşünceler, uyku problemleri, yoğun kaygılar, hem kadınlarda hem de erkeklerde cinsel isteğin azalmasına neden olur ve kişinin kendisini sürekli mutsuz olarak tanımlamasına yol açar. Bu açıdan gün ışığı çok önemli bir kaynaktır. Tabii ki serotonin bir takım gıdalardan veya farklı alternatif yollardan da arttırılmaya çalışılabilir ama bu yolların gün ışığı kadar etkili olamayacağını herkes tahmin edebilir. Bütün gün canınızın sıkıldığını düşünün ama birden dışarı çıktınız dışarda güneş ve kulaklığınızda en sevdiğiniz müzik biraz yürüdünüz kendinizi daha zinde hissetmez misiniz? Beyninizin aktif çalışma bölümleri de harekete geçer ve o an işiniz neyse buna daha iyi odaklanırsınız veya olumsuz ruh haline sahipseniz karşınızdaki kişiyi kıracak bir şekilde tepki vereceğiniz durum karşısında daha sağlıklı düşünürsünüz. Bu da hem sizin kendinizle hem de çevrenizle olan ilişkinizin daha iyi yönde ilerlemesine katkı sağlar.
sanki herkes bana bakıyor psikoloji